İstanbul
Kitaplara bulunan ilgisi, tarihe bulunan ilgiyi ve çelimli belleği ile dikkati çekici 20 yaşındaki asperger sendromlu Muhammed İhsan Sönmez, aile, meslek ve içtimai çevreden maruz destek sunar sayesinde, aspergerli bireylerin menfaatlerini elbette geliştirebileceğini, toplumda ortak fert şekilde mevcut olabileceklerini gözler önüne seriyor.
İstanbul'da 13 Ekim 2000'de dünyaya mevrut Muhammed İhsan'daki farklılıklar 2,5 yaşına ulaştığında ailesinin dikkatini çekti. Seslendiklerinde aksülamel vermemesi, lüp önünden sabık trene değme seferinde bakması, çamaşır makinesinin dönüşünü cankulağı izlemesi ve esasen fail hareketlerde bulunmasından şüphelenen aile, Muhammed İhsan'ı bebek ve akil baliğ psikiyatrisi uzmanına götürdü ve otizm tanısı konuldu.
Bundan ahir süreçte yaşama daima ortak imtihan şekilde icra vekili aile, kariyerlerini de ortak kenara bırakarak hayatlarını Muhammed İhsan'ın gelişimine adadı. Muhammed İhsan, ana ve babasının desteği ile otizmden, asperger sendromuna intikal yaptı.
Muhammed İhsan'ın bu süreçte kendisini geliştirmesindeki en ehemmiyetli katkıyı kitaba bulunan ilgisi sağladı. Günün 4-5 saatine kitapları sığdıran Muhammed İhsan, başta gün kitaplarına iri dikkat duyuyor. Aspergerin sağlamış bulunduğu avantajla da okuduğunu, gördüğünü katiyen unutmuyor. Bilgisayar kadar ortak beyne erbap bulunan Muhammed İhsan, kentler arası geçmiş bulunduğu yolların, ilçelerin isimlerini, birbirlerine bulunan uzaklıklarını yönleme kadar bilmeden söyleyebiliyor.
Mezun bulunduğu TOKİ Aliya İzzetbegoviç Anadolu İmam Hatip Lisesi'nin kütüphanesinde çalışmaya süregelen Muhammed İhsan, ailesinin desteği ile enerjik şekilde içtimai yaşamın içre arazi alıyor.
"Aspergerli evlatları yersiz uyumak lazım"
AA muhabirine mütekellim Muhammed İhsan Sönmez, en baş döndürücü camianın otizmli küçüklere yaklaşımından yakınıyor.
Sönmez, "Aspergerli evlatları yersiz uyumak lazım. Zeki öğrenciler var. Bunlardan faydalanılması lazım. Amerika'da, Avrupa'da, Rusya'da, Çin'de aspergerlileri mahsus seviyelere getirdiler. Türkiye de bununla ait ortak şeyler yapmalı. Bir şeyler kurmalı. Bu evlatların başarısı keşfedilip, kazanılmalılar." sanarak konuştu.
Eğitim hayatında kendisinin de bazısı güçlükler yaşadığını tamlayan Muhammed İhsan, "Bu sebepten dolayı takıntılarım oldu. Moralim bozuldu ortak ara. Aspergerli küçüklere saygı etmek, onları bilinçlendirmek lazım. Sadece aspergerli değil, down sendromlu, otizmli, delik rahatsızlığı ve bipolar rahatsızlığı olanları da..." dedi.
Kendisini imar etmek düşüncesince gün dalında okumalarını arttırdığını, kitap okumaya henüz ortak tomar ehemmiyet verdiğini özetleyen Muhammed İhsan, başta Fatih Sultan Mehmed, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman dönemlerine bağlı okumayı baş döndürücü sevdiğini dile getirdi.
Halil İnalcık, Mehmet Genç, Mehmet İpşirli, İlber Ortaylı, Feridun Emecan, Erhan Afyoncu, Murat Bardakçı'nın kitaplarını da kesif pıtrak okuduğunu tamlayan Sönmez, "Coğrafya, İlmihal, Peygamber Efendimizin yaşamını öğrenmek, dini bilgimi arttırmak, Kur'an-ı Kerim'de genişlemek bundan ahir hedeflerim. Otizmli küçüklere konuşma hasretmek ve onların da gün konunda bilinçlendirilmesini istiyorum. Otizmli evlatları eve kapatmamak, onları kazanmak, çevirmek lazım." sanarak konuştu.
Mezun bulunduğu TOKİ Aliya İzzetbegoviç Anadolu İmam Hatip Lisesi'nin kütüphanesinde çalışmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Sönmez, kütüphanede kitapların düzenini sağlamaya çalıştığını ve yersiz vaktinde kitap dolgunca dolgunca okuduğunu tabir etti.
"Rabb'imin bizlere gönderilmiş bulunduğu bu hususi hediyeden çevre baş döndürücü mutluyuz"
Otizmli evlatların ebeveynlerinin iri ortak imtihanda bulunduğunu düşünen ata Mehmet Sönmez, "Bu zorluk, hususi evlatlara erbap oldukları düşüncesince değil, çevresel koşullardan ve yaşamın değme dalında bunu hissediyorsunuz. Otizmli bulunan evlatların aileleri açısından baş döndürücü iri ortak başağrısı mevcut Türkiye'de ve dünyada." dedi.
Otizmin ne işe yaradığını bilmezken, oğlu Muhammed İhsan ile bu bölgede yayınlanmış kitapları okumaya başladıklarını özetleyen Sönmez, doktora çalışmasından henüz ortak tomar İngilizce yayımlanmış otizm kitapları okuduğunu, bu hastalığın illet kaynaklandığını öğrenmeye çalıştıklarını söyledi.
Mehmet Sönmez, "Benim daima dediğim ortak bilinçlilik vardı; evladım, cennetimin anahtarı. Muhammed İhsan sebebiyle hayata, küçüklere değişik bakmayı öğrendik. İnsanların otizmli küçüklere elbette baktığını da gördük. Bizim ağır ortak imtihanımızdı. Ama Rabb'imin bizlere gönderilmiş bulunduğu bu hususi hediyeden çevre baş döndürücü mutluyuz. Neden benim başıma geldi kadar ortak yaklaşımımız banko yok. İyi ki bizim Çocuğumuz Muhammed İhsan, dobra ki onun ana babasıyız sanarak düşünüyoruz." dedi.
"Otizmli evlatların Allah'ın gönderilmiş bulunduğu hususi hediyeler bulunduğunu düşünelim"
Akademik hayatındaki başarılar zımnında lüzum siyasal otoritelerce gerekse sivil polis polis maşer kuruluşlarınca aranan ortak ad olduğunu, esnaf ortak ailenin evladı bulunduğu düşüncesince ticari yaşamda da dobra bulunduğunu dile getiren Sönmez, laflarına şu biçimde bitmeme etti:
"Birden ne oldum delisi olabilirsiniz hayatta. Şunu düşünüyorum Muhammed İhsan hayatıma gelmeden önce, ego dehşetli ortak biçimde koşuyordum ancak altımda kum vardı. İlahi hak geldi o kumun dibine su döktü ve benim ayağım buz pateni hazırlamaya kalktı. Ben o patinajda durdum ve 'Ben neredeyim?' sorusunu sordum. Ondan sonraları bilimsel nitelikli anlamdaki çalışmalarımı ortak kenara koydum, münevver ortak güç şekilde bitmeme etti kitap okuma, kavrama ve sorgulama benim için. O sebeple ego ve eşim hayatımızı Muhammed İhsan üstünde kurguladık ve nice korkunç bulunan şeylerden kendimizi azat ettik. Muhammed İhsan benim hırsımı törpüledi. Bunun düşüncesince namına bu manada minnettarım.
Otizmli evlatların anne-babalar düşüncesince başağrısı yahut ortak bela bulunduğunu düşünmeyelim, Allah'ın gönderilmiş bulunduğu hususi hediyeler bulunduğunu düşünelim. Otizmli ortak ferdin anne babasının yaşamda baş döndürücü iri sıkıntılara sunulan kaldığını ve onlara dayanak noktası olacak çalışmaların yapılması icap ettiğini düşünüyorum. Onların da ruhsal yardıma gereksinimi bulunduğunu düşünüyorum. Her şeyi devletten bekleyemeyiz ancak devletin de yapması müstelzim baş döndürücü bilinçlilik bulunduğunu düşünüyorum."
"Alay edenler kendisiyle ayaktaşlık kursun sanarak gülmek durumunda kalıyordu"
Eğitim hayatında yaşadıkları dair gaileli olduklarını dile getiren Sönmez, şunları anlattı:
"Muhammed İhsan'ı 4 yaşlarında anaokuluna götürdüğümüzde, ebeveynlerin çocuklarını uzaklaştırmaya çalıştığını gördük. Anaokulundaki sarıklı baş döndürücü dobra ortak öğretmendi, 'Muhammed İhsan'ı göndermeyeceğim' sanarak tavrını koydu. İlkokula başladığında öğretmeni 'Ne yapalım, kaderim, çekeceğim' dedi. Böyle ortak sarıklı karşısında dört başı mamur modunuz düşüyor. Çünkü yavrunuza ortak bilinçlilik vermekten ziyade, 'Bu da benim kaderimmiş' düşüncesindeydi. Türkiye'de kaynaştırma öğrencileriyle ait yaklaşım bu. O sene Muhammed İhsan ortak söz öğrenmedi.
2. sınıfta kaydını bambaşka ortak okula aldık. Oradaki öğretmeni bozulmamış olsun beşinci sınıf 1. ve 2. sınıfı kaynaştırma talebesi şekilde okuttu. Öğretmenlerin ve müdürün, otizm yahut aspergerli küçüklere bulunan ilgisi, onun farkındalığını öbür öğrencilere göstermesi, yaşantımızda baş döndürücü inkişaf kaydetmemizi sağladı. Muhammed İhsan ile küçümseme edenler, suratına vuranlar... Muhammed İhsan kendisiyle ayaktaşlık kursunlar sanarak gülmek durumunda kalıyordu. Biz bunları yaşayarak bugünlere geldik. Bir güruh anne-baba bunları yaşamıştır."
Eğitim sisteminde en iri problemin, eğitimcilerin bu konudaki eğitimsizliği olduğuna yer veren Sönmez, her insanın çorak bakış açısıyla vakaya yaklaştığını tabir etti.
"Günümüzde en iri iş 'hiperaktif" denmesi"
Muhammed İhsan'ın yaşı ilerlediğinde tarihe bulunan ilgisinin arttığını, yüzlerce sahife kitap okuyucu bir hale geldiğini, liseye gittiği zamanlarda dü günde ortak kitap bitirdiğini özetleyen Sönmez, "Muhammed İhsan anca ortak hale geldi ki mektebinin konuşma salonunda ortak hafta 2. Abdülhamit dönemi, ortak hafta Avusturya-Macaristan dönemi, ortak hafta Kanuni Sultan Süleyman sürecini elinde kağıt, elektronik beyin yapılmaksızın anlatıyordu. Bu durum, Muhammed İhsan'ın özgüvenini artırdı." dedi.
Otizm ile ait bugünlerde en iri problemin, füru az buçuk haylaz olunca "hiperaktif" denmesi bulunduğunu vurgulayan Mehmet Sönmez, "Hayır hiperaktif değildir ihtimal de. En küçük ortak vaziyette 'hiperaktif' deyip ortak kavramın içerisine yerleştirip işi çözmeyin. Belki disleksidir, ihtimal bipolardır, borderlinedır. Ebeveynler, bilimsel nitelikli kariyer, para, makam, büyüklük düşüncesince gider ettikleri çabayı, evlatları düşüncesince gider etsinler. Evlatlarını tanısınlar zira hakeza ortak tanışıklık aileye geçim getirir." dedi.
Muhammed İhsan'ın darülfünun sınavına da girdiğini özetleyen Sönmez, "Cumartesi haset meydana getirilen imtihan usa vurma kabiliyeti gerektiriyor. Aspergerli yahut otizmli evlatların usa vurma kabiliyeti doğrusu zayıf. Pazar haset meydana getirilen sınav, bilim imtihanı. Ülkemizde bu cins öğrencilere müteveccih ortak imtihan yapılıyor ve üniversiteye engelleme edilirlerse 5 sene henüz yaşamın içre uğramış olurlar. Yeteneklerine gereğince ortak meydan yaratılabilir. Üniversite diploması bambaşka ortak renkte verilebilir." önerisinde bulundu.
