İnşaat ustası kendisine etkin evli ve dü bebek babası Ayhan İ., sol dizinde oluşan kırgınlık dolayısıyla 2014 senesinde Sakarya'da hususi müşterek hastaneye gitti. Muayene hemen sonra Ayhan İ.'ye omuriliğinin fevk bölümünde yarımlık oluştuğu ve cerrahi müdahale olması gerektiği söylendi. Ancak hasta ameliyatın muhtemel riskleri ile ait ön bilim verilmeden devrisi devir ameliyata alındı. İlk ameliyatı değerli geçmeyen Ayhan İ., müşterek devir sonradan çabucak tekrar ameliyata alındı. İki ameliyatın arkası sıra belden aşağısını hissetmeyen Ayhan İ., doktorundan sahn boyu mânialı kalacağını öğrendi.
Bu vaziyeti katlanamayan Ayhan İ., müşterek müddet hikmet tedaviyi denedi fakat tek müspet tekâmül göremedi. Hasta bunun üstünde mânialı kalmasında dikkatsizliği bulunduğunu planladığı hususi hastaneye dirlik hususiyet savaşı başlattı. Avukat hür Eray Taş, 2017 senesinde oluşturulan davada hastanenin ameliyatın muhtemel riskleri üstüne müvekkilini yasaya akıllıca müşterek biçimde bilgilendirmediğini ati sürerek tazminat talebinde bulundu.
Ameliyatı eden hekim delil oldu
Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde tanıdık davada, ameliyatı eden hekim hastanenin şahidi kendisine dinlendi. Ardından İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan anlatım istenildi. Adli Tıp Kurumu, olayın istenmeyen durum bulunduğu ve meydana getirilen ameliyatta doktorun müşterek kusurunun bulunmadığını fakat hastanın ameliyattan ilkin muhtemel riskler üstüne bilgilendirildiğine ilişkin hazırlanması müstelzim aydın onamın yasaya akıllıca olup olmadığının mahkemece değerlendirilmesinin akıllıca olacağını bildirdi. Bunun üstünde mahkemece Kocaeli Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı'ndan davaya özellik vakada aydın onam hususunun tababet kurallarına ve yasaya akıllıca olup olmadığının değerlendirilmesi istenildi.
Hastane ve doktor, hastayı bilgilendirme yükümlülüğünü namına getirmedi
Üniversitenin hazırladığı raporda, “Ameliyatın akıllıcasına yapıldığı ve olayın istenmeyen durum bulunduğu fakat evvel cerrahi müdahale düşüncesince tahsil edilen aydın isteme formunun ameliyatı meydana getirecek bulunan hekim çeşidinden katılması gerekirken hastane çalışanı çeşidinden kırgın olunduğu, ameliyatı eden doktorun gerçekleştirdiği cerrahi müdahale ile aydın isteme belgesinde yapılacağı tamlanan ameliyatın değişik cerrahi müdahale olduğu, kütle ameliyatı yapıldığı tabir edilmesine karşın rastgele müşterek patoloji tutanağının olmadığı ve ikinci cerrahi müdahale düşüncesince ise tek aydın isteme formunun hazırlanmadığı” belirtilerek, hususi hastanenin ve doktorun hastayı bilgilendirme yükümlülüğünü namına getirmemiş bulunduğu tabir edilerek detone bulunduğu değerlendirildi.
4.2 milyon liralık tazminat
Hastanenin detone bulunduğunun ortaya çıkması hemen sonra mahkeme, hususi hastanenin faizleri ile baş başa Ayhan İ.'ye tazminat ödemesine hükmetti. Özel hastanenin avukatları ise karara itiraz etti. Bölge Adliye Mahkemesi, yerli duruşma kararını savlayıcı lehine düzelttikten sonradan dosya Yargıtay'a gitti. Yüksek Mahkeme de sonucu onadı. Kararın onanmasının arkası sıra hastane ve sigorta firması Ayhan İ.'ye faiziyle baş başa 4.2 milyon lirayı bulan tazminatı ödedi.
